BMC KİRPİ Ailesi ile Türk Savunma Sanayi’nin En Büyük İhracatçılarından Oldu

Otomotiv sanayindeki yarım asırlık tecrübesini savunma sanayine de taşıyan BMC’nin ürettiği ve güvenli askeri birlik taşımadaki en önemli araçlardan biri olan KİRPİ ailesi, sahip oldukları üstün özellikleri ve kanıtladıkları uluslararası ölçekteki başarılarıyla, Türk Savunma Sanayi’ndeki en önemli ihracat kalemlerinin başında geliyor. Tasarımından üretimine tamamen yerli ve milli bir araç olan KİRPİ ailesi, Kuzey Irak’tan Suriye’ye kadar Türk askerinin ayak bastığı her noktada onunla birlikte yer alıyor.
 

Türk askerinin girdiği çatışmalardaki savunma hattını kuvvetlendirmek ve askerlerin güvenle taşınabilmesi amacıyla tasarlan KİRPİ, yıllar süren yoğun Ar-Ge çalışmalarının ardından, 2009 yılında Türkiye’nin yerli ve milli gücü BMC tarafından üretilmeye başlandı. Üretiminden bu yana hem teknolojik hem de donanımsal geliştirme çalışmaları devam eden KİRPİ, uluslararası düzeyde akredite olmuş test laboratuarları tarafından yapılan son derece kapsamlı mayın, el yapımı patlayıcı ve balistik testlerini başarıyla geçerek, uluslararası arenada da büyük beğeni kazanmayı başardı.

BMC Yönetim Kurulu Üyesi Taha Yasin Öztürk, KİRPİ ailesinin yurt içi ve yurtdışında kaydettiği başarıları şu sözlerle anlattı: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin özel talebi üzerine tasarladığımız KİRPİ ailesi, personel taşıyıcı, savaş aracı, ambulans, komuta ve kontrol aracı, yük taşıyıcı gibi farklı amaçlarla kullanılarak, Kuzey Irak’tan Suriye’ye kadar Türk askerinin ayak bastığı her noktada onunla birlikte yer alıyor. Üstelik sadece Türkiye’de değil, Tunus, Türkmenistan ve Katar gibi dost ve müttefik ülkelerde de kullanılıyor. KİRPİ gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında maruz kaldığı saldırı, çatışma ve operasyonlarda askeri birlikleri güvenle taşıyarak kendini ispatladı. Türkiye’nin yerli ve milli markası BMC olarak, sağladığı yüksek korumayla güvenli askeri birlik taşımadaki en önemli araçlardan biri olan KİRPİ ailesinin üreticisi olmaktan gurur duyuyoruz.”

KiRPİ ailesinin üyeleri, sahip oldukları üstün özellikleri ve kanıtladıkları uluslararası ölçekteki başarılarıyla, Türk Savunma Sanayi’ndeki en önemli ihracat kalemlerinin de başında geliyor.

KİRPİ ailesi, Türk Silahlı Kuvvetleri ile dost ve müttefik ülke ordularının yanında

KİRPİ (4X4), araca arkadan biniş ve iniş, hava ve demiryolu ile taşınma, opsiyonel görüş sistemleri, opsiyonel arka görüş kamerası ve otomatik yangın söndürme sistemleri gibi pek çok ayırt edici özelliğe ile sınıfındaki diğer araçlardan ayrılıyor. Bu güne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri ve yurt dışına 1400 adetten fazla KİRPİ (4X4) teslim edildi. KİRPİ (4X4) Ambulans ise mayına karşı korumalı olması, özel olarak geliştirilen iç tasarımı ve eksiksiz donanımı ile tam teşekküllü ambulans görevini yerine getiriyor. Özellikle yoğun çatışma bölgelerinde, yaralıların güvenli ve oldukça hızlı bir şekilde bölgeden uzaklaştırılması için geliştirilen bu araç, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülke ordularının en önemli ihtiyaçlarından birisini karşılamak üzere üretiliyor.

BMC, KİRPİ 4x4’ün ardından, yüksek düzeyde yük kapasitesi gerektiren ve zorlu arazi koşulları için Uzaktan Kumandalı Otomatik Silah İstasyonlu KİRPİ 6x6’yı üretmeye başladı.

BMC savunma sanayinin son dehası KİRPİ II (4X4) arazide

KİRPİ II (4X4), KİRPİ’nin sahip olduğu yüksek koruma özelliklerine ek olarak, hem yol tutuşunun hem de yolcu konforunun artırılması amacıyla geliştirilmiştir. Mayına karşı korumalı araç sınıfında sağladığı üstün koruma düzeyi ile bir efsane haline gelen KİRPİ’nin yeni versiyonunda, ailenin diğer üyelerindeki özelliklere ek olarak, bağımsız süspansiyon sistemi bulunmaktadır. KİRPİ II’yi farklılaştıran bazı diğer özellikler arasında; uzaktan kumandalı zırhlı silah istasyonu, keskin nişancı bulma sistemi, karartma ve kamuflaj ışığı, sürücü bilgilendirme sistemi gibi özellikler yer almaktadır.

KİRPİ II (4X4) Ambulans ise, tam teşekküllü ambulans olmanın yanı sıra, artırılmış yol tutuşu ve yolcu konforuna sahiptir. Bu nedenle çatışmaların daha kritik ve zorlu olduğu bölgelerde, yaralıların daha hızlı ve güvenli bir şekilde bölgeden uzaklaştırması nedeniyle tercih edilmektedir.