MOL Group, Tuna Rafinerisi'nde biyoyakıt üretimine başladı

MOL Group Downstream İcra Başkan Yardımcısı Gabriel Szabó: “Tuna Rafinerisi'nde 2030 yılına kadar 100.000 ton biyoyakıt üretmeyi planlıyoruz" dedi.

Birkaç yıl süren araştırma ve geliştirmenin ardından MOL, Tuna Rafinerisi'ne yatırım yaparak değer zincirini hızlandırdı ve bir biyoyakıt üreticisi haline geldi.

Biyolojik hammadde, yakıt kalitesini olumsuz etkilemeden yakıtların yenilenebilir payını artıran ve CO2 emisyonunu 200.000 ton / yıla kadar düşüren fosil malzemelerle birlikte işlenecektir.

MOL Group Downstream İcra Başkan Yardımcısı Gabriel Szabó: “MOL Group, harmanlama için 500.000 tondan fazla biyoyakıt (biyoetanol ve biyodizel) satın alarak bir biyoyakıt kullanıcısı olmuştur. MOL Grup bünyesinde ilk kez sürdürülebilir dizel üretmeye başladık ve biyoyakıt üreticisi olduk. Yakın zamanda güncellenen stratejimiz olan "SHAPE TOMORROW" doğrultusunda, 2030 yılına kadar 100.000 ton biyoyakıt üretmeyi planlıyoruz, "dedi 

Tuna Rafinerisi'nde ortak işleme sırasında, biyo-hammadde, dizel yakıt üretiminde fosil malzeme ile birlikte işleniyor. Bitkisel yağlar, kullanılmış yemeklik yağlar ve hayvansal yağlar da bu amaçla kullanılabilir. Sonuç olarak, üretilen gazyağı, tamamen ham petrolden üretilen dizele kıyasla herhangi bir kalite değişikliği olmaksızın kısmen yenilenebilir. Bu yenilikçi yöntemin temel avantajı, elde edilen biyodizelin yine de dizel standartlarına uygun olarak biyo-hammadde bazlı yakıtın maksimum yüzde 7'si ile harmanlanabilmesidir ve bu da benzinin biyolojik payının daha yüksek olmasını sağlar.

Avrupa Birliği'nin ve MOL Grubu'nun temel hedeflerinden biri 2050 yılına kadar net sıfır CO2 emisyonuna ulaşmaktır. Ulaşım yakıtının yenilenebilir pay yükümlülükleri sürekli artmakta, buna bağlı olarak MOL Group'un akaryakıt pazarlarında biyo bileşen içerik beklentileri de artmaktadır, Şimdiye kadar ağırlıklı olarak biyoetanol ve biyodizelin harmanlanmasıyla karşılanmıştır.

Önümüzdeki beş yıl içinde MOL, Orta ve Doğu Avrupa’da döngüsel ekonomide kilit bir oyuncu olmak ve 2050 yılına kadar net sıfır CO2 emisyonu hedefine yaklaşmak için yeni, düşük karbonlu ve sürdürülebilir projelere 1 milyar USD harcayacak.