Haberler > Akaryakıt Başlıkları
Petrol ve gaz sektöründe karbon emisyonu için yeni iş modelleri uygulanmalı Güncelleme :07.10.2021 Petrol ve gaz sektörünün liderleri sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için karbon emisyonlarını azaltacaklarını açıkladı. Rockwell Automation Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölge Başkanı Sebastien Grau, sektör devlerinin hedeflerine ulaşmak için daha sürdürülebilir iş modellerine yatırım yapılması gerektiğini açıkladı.
Petrol ve gaz sektörü, belli başlı tüketici mallarının yanı sıra enerji, otomotiv ve havacılık gibi alanlarda temel ihtiyaçları karşılayarak yıllardır modern topluma katkı sağlıyor. Halen devam eden pandeminin etkisiyle, petrol ve gaz sektörünün bugünün ve yarının ekonomisindeki rolü öne çıkıyor. Rockwell Automation Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölge Başkanı Sebastien Grau, petrol ve gaz ürünlerine olan talebin geçmiş yıllara göre daha fazla olmasına rağmen, sektörün en büyük şirketlerinin bile operasyonlarına yeniden şekil verdiklerini söyleyerek, “Sektör, daha sürdürülebilir iş modellerine yatırım yapıyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarına fokuslandılar” dedi.
Karbon emisyonları şirketlerin büyüme stratejilerinin merkezinde olacak
BP, Chevron, ExxonMobil ve Shell’den oluşan Petrol ve Gaz İklim Girişimi (OGCI), 2020’de üye şirketlerin üretim öncesi toplam petrol ve gaz operasyonlarından kaynaklanan karbon emisyonlarını 2025 itibarıyla yüzde 13 oranında azaltma hedefi var. Grau, karbon emisyonlarını azaltma hedefinin, sektörün en önemli sorunlarından biri olduğunu ve şirketlerin büyüme stratejilerinde pandeminin etkisiyle ülkelerin sınırlarının kapanmasının ardından ikinci sırada geldiğini açıkladı.
Petrol ve gaz şirketlerinin net sıfır emisyon ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusundaki çalışmalarını kısa zaman içinde hazırlamaları gerektiğini söyleyen Sebastien Grau, “Sektör liderleri bu konuda avantaja sahipler. Paris Anlaşması’nın son tarihleri yaklaşıyor ve müşteri düzeyinde çevre bilincine daha fazla değer veriliyorken, petrol ve gaz şirketlerinin, sürdürülebilirliği gelecekteki başarılarına yaptıkları bir yatırım olarak görmeleri son derece önemli. Gelecek 10 yılda hangi şirketlerin öne çıkacağını göreceğiz” dedi.
Sürdürülebilir hedefler için şirketler birtakım fedakârlıklar yapmalı
Sürdürülebilir hedeflere ulaşmak için şirketlerin birtakım fedakarlıklar yapmasının son derece önemli olduğunun altını çizen Grau, “Bu bakımdan, petrol ve gaz sektöründeki liderlerin uzun vadeli hedefleri ile kısa vadeli çalışmalarını dengelemesi gerekir. Kısa vadede, özellikle kapanma sonrası ani artış ihtimaliyle birlikte petrol ve gaz ürünlerindeki dalgalanan talebi karşılamaya zorlanıyorlar. Bu acil önceliklerin yanı sıra 2030’da dünyanın nasıl görüneceğini düşünmeye ve stratejiler ile gelecekteki yatırımları bu yönde uyumlu hale getirmeye ilişkin büyüyen bir ihtiyaç da söz konusu. Çeşitli kaynaklardan değişim baskıları geliyor. Yalnızca karbon emisyonlarını azaltmayla ilgili yasal baskılar değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir uygulamalar için iç paydaşların ve tüketicilerin değişen beklentileri de söz konusu. Bu talepleri karşılamak için iş modelinde bir değişiklik ve dönüşümü desteklemek üzere kullanılacak teknolojilerde modernizasyon gerekli. Bu geçişte dijital teknolojiler temel niteliktedir. Dijital teknolojilerle desteklenen şirketler artık mevcut kaynaklarından daha iyi yararlanmak ve gelecekteki üretimlerini karbonsuzlaştırmak için daha verimli iş modellerine yönelik stratejiler oluşturmaya çalışıyor” diye konuştu.
Sürdürülebilir modeller uygulama
Sebastien Grau, petrol ve gaz sektörü devlerinin hem mevcut operasyonlarında hem de gelecekteki iş modellerine şekil verirken, sürdürülebilirliğin rolünü artırmak amacıyla;
verimliliğe yatırım yapma, ölçümü iyileştirme ve net sıfır iş modeli oluşturmayı hedefleme olmak üzere üç temel yapı taşından yararlanabileceklerini bildirdi.
• Verimliliğe yatırım yapma
Verimliliğin sektör için temel bir hedef olmaya devam ettiğini belirten Grau, “Daha fazla verimlilik daha az atık ve daha düşük enerji demektir. Bu, hem işle hem de çevreyle ilgili bir kazançtır. Küresel Uyum Merkezi’ne (GCA) göre, iklime karşı dayanıklılık oluşturmak için yapılan yatırımın her doları, 2 ila 10 dolar arasında net ekonomik fayda sağlayabilir. Dolayısıyla daha az atık üreten veya enerji tüketimi daha düşük olan süreçleri desteklemek için dijital araçlara yatırım yapmak uzun vadede karlılık getirecektir. Verimlilik ve sürdürülebilirlik arasındaki karşılıklı olarak faydalı ilişki sonucunda petrol ve gaz sektöründeki üreticilerin yeni verimlilikler elde edilebilecek alanlar ve özel kullanım senaryoları bulmak için mevcut süreçleri ile operasyonlarına göz atmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
• Ölçümü iyileştirme
Verimliliği iyileştirmek için operasyona yönelik çalışmaların daha ön planda olduğunu kaydeden Grau, üretim sürecinin her aşamasındaki işlemlerin; parçalı yönlerine ilişkin gerçek zamanlı görüşlere sahip olmak, en iyi kararları vermek ve değeri hızlıca en üst düzeye çıkarmak açısından kritik öneme sahip olduğunu söyleyerek, “Petrol ve gaz şirketlerinin, buna ulaşmak için verilerini daha kolay bir şekilde analiz etmeleri gerekir. Uzak veya zorlu konumlara yerleştirmeyle ilişkili zorluklar nedeniyle petrol ve gaz sektöründe kapsamlı görüşler elde etmek diğer sektörlerde olduğundan daha zor olabilir” dedi.
Süreçlerin ölçülebilirliklerini iyileştirmeye yardımcı olabilecek birkaç öğenin olduğunu açıklayan Sebastien Grau, “Öncelikle ölçüm yöntemlerinde standartlaştırılması gerekir. Operatörler, her enerji ürününe bir karbon değeri atamak yoluyla mevcut süreçlerdeki atığı azaltma fırsatlarını belirlemek için göreli ve geçmişe dayalı karşılaştırmalar yapabilir. İkinci olarak, tamamen farklı varlıklardaki verileri yakalama ve bilgileri güvenilir, anlamlı görüşler olarak bir araya getirme ihtiyacı vardır. Örneğin, Schlumberger ile ortak girişimimiz Sensia’da ConnectedProduction IoT platformu üzerinden bu tür entegre görüşler sunuyor. Üçüncü olarak da gelecekte nerede daha büyük verimlilik fırsatları olduğunu öngörmek için verilere veri bilimi özellikleri ve algoritmaları uygulanmalıdır. Bu teknolojiler ve yaklaşımlar, yalnızca günümüzdeki enerji kullanımında enerji tüketimiyle ilgili daha iyi hesaplamalar ve karar verme yapılarına değil, uzun vadeli enerji ihtiyaçlarını öngörmeye de katkı sağlar” ifadelerini kullandı.
• Net sıfır iş modeli oluşturmayı hedefleme
Grau, daha iyi çevre dostu performans için mevcut varlıklarla “daha iyisini yapmak” açıkça bir fırsat oluştursa da gelecekte daha sürdürülebilir, karbon yoğunluğu daha az bir iş modelini harekete geçirecek operasyonları şekillendirme azmiyle uyumlu olması gerektiğini bildirdi.
Şirketlerin sürdürülebilirlik geçişinin birden fazla yönü olduğunu vurgulayan Sebastien Grau, “Bir tarafta, daha çok çeşitli enerji kaynaklarına doğru ilerlemeyi hızlandırmayı içerir. Diğer yanda ise daha temiz çalışma modellerine geçiş için yeniliklere yatırım yapmayı gerektirir. Bu modellerin bileşenleri; verimli ve dairesel altyapılar, kaçak emisyonlar ve kaçınılmaz karbon ürünlerine yönelik özgün çözümler, daha yalın tedarik zinciri operasyonu ve varlık kullanımı ile mülkiyete yönelik daha zengin kaynaklı yaklaşımlarının kullanılmasından oluşur. Şirketlerin bu çeşitli yönlerin tümünde uzmanlığı olmayabileceğinden, iş ortaklıklarının rolü hayati derecede öneme sahiptir” dedi.
İş ortaklıklarının önemi
Sürdürülebilirlik çalışmalarında dijital araçların sağladığı değeri, eksiksiz olarak elde etmek için yenilikçi ve iş birliğine dayalı bir ortama sahip olunması gerektiğini kaydeden Grau, “Şirketlerin teknoloji için daha fazla harcama yapması yeterli değildir. Bunun yerine karbon emisyonlarının azaltılabileceği gerçek iş senaryoları bulmaları gerekir. Bu noktada iş ortaklıkları değerli hale geliyor. Şirket olarak petrol ve gaz üreticilerinin değer zincirinin her adımı için çözüm üretiyoruz. Sensia’yla birlikte yaptığımız çalışmalarda, sektöre özel olarak sunduğumuz hizmetlerimizin yanında, üreticilerin sistemleri optimize etmelerine, süreç verimliliğini iyileştirmelerine ve varlıkların üretkenliğini en üst düzeye çıkarmaları için desteklerimizi sürdürüyoruz. Ayrıca müşterilerin kuruluşları için bir gelecek vizyonu tanımlamaları ve ardından süregelen pazar türbülansına ve yasal düzenlemelere karşı dayanıklı olacak iş modelleri bulup bir araya getirmeleri bakımından ilerlemelerine yardımcı oluyoruz. Üreticiler, ortamlarının kontrolünü ellerine alarak bugün daha sürdürülebilir uygulamalarla süreç verimliliği konusunda uzlaşma sağlama fırsatları elde edebilirse yarının piyasasında rekabet edebilirler” şeklinde sözlerini sonlandırdı. Bu haber 1344 kere okunmuştur.
|
|