Ahmet Mert Yılmaz, “Akaryakıt ürünlerinin tek fiyattan satılması kararı ticaret kurallarını olumsuz etkiliyecektir”

 Akaryakıt sektörünün duayen ismi Ahmet Mert Yılmaz, akaryakıt ürünlerinin tek fiyattan satılması kararının yanlış olduğunu, bu kararın ticaret kurallarını olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi.

 Akaryakıt ürünlerinin tek fiyattan uygulanması kararıyla ilgili açıklama yapan Akaryakıt sektörünün tecrübeli ismi Ahmet Mert Yılmaz, alınan kararla ilgili açıklama yaptı:  “Akaryakıt ürünlerinin, kalitesi ve gelişmişliği ne olursa olsun aynı fiyata satılacak olmasının ticaret kurallarını olumsuz yönde zorlayacağını düşünüyorum. Ne yazık ki sektörü bu yola götüren gelişmeler 2000’li yıllarda yaşanmaya başladı. Araç motorlarının yeknesaklığı nasıl söz konusu değilse bunları çalıştıran yakıtların da çeşitliliği işin doğasıdır, bu çeşitlilik sürücülere sunulmalı. Araç sahibi alır almaz, faydalı görür görmez bu dağıtım şirketi, müşterisi ve bayisinin arasındaki meseledir, istemeyen, uygun ticari ortam görmeyen satmaz. Sunalım ama aynı pompa fiyatına satalım demek gerçekçi değildir. Akaryakıt ürün olarak komodite sayılır ama ekmek de öyledir başka temel ürünler gibi. Ekmeğin çeşitliliği artmaktadır çünkü insan bünyesinin özellikleri ve farklı sağlık sorunları bu çeşitliliği gerekli kılmıştır. Farklı ürün geliştirildiği zaman bunun farklı bir maliyeti olduğunu kabul etmemiz lazım, nitekim fiyatları aynı mı? Petrol şirketlerinin Ar-Ge merkezlerinde bulunmuş biri olarak tüketicilerin farklı araçlarına sunulan farklı kalitede akaryakıtların emekle üretildiğini, katkı maddelerinin geliştirildiğini biliyorum. Bu konuda dağıtım şirketlerinin ürün çeşitliliği konusunda  kalitesini ispatlamak kaydıyla fiyatıyla beraber serbest bırakılması gerektiği kanısındayım. Eğer şirketler bayileri ile istasyonlarında gelişmiş ürünlere tank ve pompa ayırmak istiyorlarsa yapabilmeliler, denetlenmeye de açık olmalılar. Şirketlerin ayrıca kendi çalıştırdığı istasyonlar da var. 2005 yılında Petrol Piyasası Kanunu geliştiren bizler temel prensip olarak “kontrollu” liberal hükümlerin varlığını gerekli görmüştük” dedi.