Haberler > Akaryakıt Başlıkları
330.000 ton atıktan 6 milyon ABD doları net kazanç sağlanıyor Güncelleme :19.02.2014 TTGV’nin yürüttüğü, BTC Şirketi’nin desteklediği İskenderun Körfezi Endüstriyel Simbiyoz Projesi’nin kapanış etkinliği olarak Ankara’da düzenlenen“Endüstriyel Simbiyoz Konferansı 2014”te, projeyle elde edilen dikkate değer çevresel ve ekonomik kazanımlar kamuoyu ile paylaşıldı.
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından yürütülen, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Şirketi (BTC Şti.) tarafından desteklenen ve Kalkınma Ajansları tarafından bölgesel kalkınma plan ve destek programları kapsamına alınan endüstriyel simbiyoz kavramının somut uygulamalara yansıtılmasını hedefleyen “İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi”nin kapanış etkinliği, 19-20 Şubat 2014 tarihlerinde Ankara’da “Endüstriyel Simbiyoz Konferansı 2014” olarak gerçekleştirildi.
2008 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve BTC Şti. işbirliğinde yürütülen fizibilite çalışmalarıyla başlatılan Endüstriyel Simbiyoz Projesi, 2011 yılından itibaren TTGV tarafından uygulandı. BTC Şti.’nin kurumsal sosyal sorumluluk programları kapsamında 2008 yılından bu yana destek verdiği Proje, 2014 Şubat ayında sonlandı. Bu kapsamda düzenlenen konferansla Türkiye’de endüstriyel simbiyoz girişimini başlatan, başarılı örnek projelere destek veren ve kalkınmanın çevre yönetimi boyutunda yeni fırsatlar sunan, özel sektör-sivil toplum işbirliği ve kamu desteği ile daha da gelişerek ilerleyen projenin sonuçları paylaşıldı. Proje Danışma Kurulu üyesi kuruluşların temsilcileri, ilgili proje yararlanıcıları, kamu kurumları, sivil toplum ve özel sektör temsilcileri, diğer donör kuruluşlar, büyükelçilikler ve uluslararası kalkınma kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı konferansın açılış konuşmasını TTGV Genel Sekreteri Dr. A. Mete Çakmakcı yaptı.
Çakmakçı yaptığı açılış konuşmasında “Yeni TTGV, içinde yer aldığı ekosistemde, farklı uzmanlıklara gelişme ortamı sağlayan esnek bir çözüm platformu olarak, kamu ve özel sektörden sponsorlarımıza ihtiyaç ve beklentilerine uygun şekilde etkin çözümler geliştiren ve yöneten profesyonel bir yapı olma yolunda hızla ilerlemektir. Bu süreçte, TTGV’nin ‘Türkiye’nin yenilik tecrübesini’ uluslararası düzeyde temsil eden, farklı ürün ve hizmetlerle değere dönüşen ağ ve işbirliklerini geliştirmesi de önemli hedeflerimizden birisidir. Bunun en somut örneklerinden birisi de BTC Konsorsiyumu’nun sponsorluğunda başarı ile tamamladığımız ve TTGV’nin gelecekteki çalışma modeli ile ilgili önemli ipuçları içeren ‘İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi’dir. Proje kapsamında hayata geçen 8 örnek proje ile geri dönüş süresi 1,1 yıl olarak ortaya çıkmış, 10 yeni ürün üretilirken ve yıllık 6,4 milyon ABD Doları kadar ekonomik değer yaratılacağı gösterilmiştir” dedi.
BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell, BP'nin ana hissedarı olduğu BTC Şirketi’nin, sadece enerjinin güvenli bir şekilde iletimini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sorumlu bir kurumsal vatandaş olarak bölgedeki sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunduğunu ifade etti. BTC Şirketi ortakları adına konuşan BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell, 2003 yılında BTC Boru Hattı’nın inşaatından bu yana toplumsal kalkınma ve bölgesel kalkınma projelerine destek verdiklerini aktardı. Fackrell, Sürdürülebilir Kalkınma Girişimi altında, BTC Boru Hattı Ceyhan Deniz Terminali’nin de bulunduğu Ceyhan bölgesinde bölgedeki kümülatif endüstriyel risklerin yönetilmesine katkıda bulunacak yönetişim projelerine destek verdiklerini söyledi. Bunun en iyi örneklerinden birinin de bölgedeki şirketleri sürdürülebilir kalkınma yönündeki çabalar etrafında bir araya getiren Endüstriyel Simbiyoz projesi olduğunu ifade etti.
International Synergies Limited Başkanı ve Avrupa Endüstriyel Simbiyoz Birliği (EUR-ISA) Kurucu Üyesi Peter Laybourn konuşmasında İskenderun Körfezi Endüstriyel Simbiyoz projesinde eşsiz olan şeyin programı başlatanın hükümet ya da bir STK’nın değil, yerel işletmecileri geliştirmeye çalışan ileri görüşlü bir şirket olan BTC Şirketi’nin olduğunu ifade etti ve programa destekleri için minnettar olduklarını söyledi. Laybourn, konferans kapanış konferansı olsa da önümüzdeki iki gün Türkiye’de endüstriyel simbiyozun daha da gelişmesi için heyecanlı bir geleceği ifade ettiğini aktardı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, konuşmasında Bakanlığın da danışma kurulunda yer aldığı İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi süresince, İskenderun Körfezi’nde yer alan firmalar ve diğer yerel ve ulusal paydaşlarla sürekli ve etkin bir iletişim sağlandığını ifade etti. Bu iletişim sayesinde kamu kurum ve kuruluşlarında simbiyoz konusunda önemli bir farkındalık oluştuğunu da belirtti. Yılmaz, projenin oluşturduğu farkındalığın da bir yansıması olarak, Kalkınma Ajanslarının, bölgesel kalkınma planlarında endüstriyel simbiyoz konusuna yer vermeye başladığını belirtti. Yılmaz, ayrıca proje kapsamında birçok münferit simbiyotik ilişki geliştirildiğini ve bu ilişkilerin pilot projeler olarak başarılı bir şekilde uygulamaya konduğunu ifade etti. Yılmaz, konuşmasında bundan sonra, bu bölgesel uygulamadan edinilen deneyimle ulusal çaptaki uygulamaların artırılması için Bakanlığın üstüne düşen görevleri yerine getireceğini sözlerine ekledi.
Kalkınma Bakanlığı, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit Bingöl konuşmasında, “BTC petrol boru hattı şirketinin bir sosyal sorumluluk projesi olarak desteklediği İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi önemli bir adım olmuştur” dedi. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı tarafından Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve International Synergies Ltd. işbirliğinde yürütülen projenin, sanayiciye örnek uygulamalar sunulması ve konu hakkında farkındalık oluşturulması bakımından önemli katkılar sağladığını ifade etti. Bingöl, ayrıca sanayi, çevre ve bölgesel politika alanında yetki sahibi kurumlarda endüstriyel simbiyoz uygulamalarının desteklenmesine yönelik olarak merkezi ve yerel düzeyde gerekli kapasitenin oluşturulması gereğinin altını çizmek istediğini ifade etti ve 10. Kalkınma Planı döneminde gerek uygun yasal altyapının tesis edilmesi, gerek koordinasyon ve teşvik mekanizmasının oluşturulması konusunda olumlu adımlar atılarak ülkemiz sanayisinin daha kaynak verimli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını temenni ettiğini sözlerine ekledi.
8 örnek projeyle yılda 37 bin ton karbon azatlımı sağlanırken 6.500 metreküp su tasarrufu gerçekleşti
İskenderun Körfezi’nde hayata geçirilen Endüstriyel Simbiyoz Projesi, özgün çözümlerle ve işbirliği yaklaşımıyla, her sorunun bir fırsata çevrilebileceğine dair somut örnekler ortaya koydu. 8 örnek projeyle, yılda ortalama 330 bin ton atığın değerlendirilebileceği görüldü. Bu miktar bir buçuk milyon nüfusa sahip bir kentin bir yılda ürettiği evsel katı atık miktarına eşit. Projede ayrıca, yılda 280 bin ton ürün üretilerek 6 milyon ABD doları net kazanç sağlanabileceği ortaya kondu. 27 farklı kuruluş çalışmalara dahil olurken, 5 üniversite projeye doğrudan katkı verdi. Proje sayesinde yıllık 37 bin ton karbon azatlımı sağlanırken 6.500 metreküp su tasarrufu gerçekleşti.
Dünyada giderek yaygınlaşan Endüstriyel Simbiyoz (ES) kavram ve yaklaşımının, firmalar arası işbirliği ve dayanışmayı artırarak hem çevresel hem de ekonomik getiriler sağlayan bir mekanizma olarak İskenderun Körfezi’nde hayata geçirilmesini amaçlayan projeyle aynı zamanda ulusal bir program için altyapının oluşturulması hedeflendi. Bu kapsamda şimdiye kadar İskenderun Körfezi’nde ES olanaklarının belirlenmesi ve örnek projelerin hayata geçirilmesi, bir ağ ve veri tabanı oluşturulması, ileride devam edecek simbiyoz çalışmaları için teknik ve idari kapasitenin geliştirilmesi, paydaşlar arasında ES farkındalığının artırılması, uygulamaya yönelik adımların geliştirilmesi ve bir ulusal ES modeli önerisi geliştirilmesi konusunda bir dizi çalışmalar yürütüldü. Hayata geçirilen örnek projeler ile çevresel, sosyal ve ekonomik kazanımlar ortaya konarak, bu kavramın önemli bir kalkınma politikası da olduğu görüldü.
İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi Tarihçe:
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Şirketi (BTC Şti.) tarafından desteklenen “İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi”nin ilk aşaması 2008 – 2009 yıllarında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından Adana Sanayi Odası (ADASO) koordinasyonu ile yürütülmüştür. Bölgede Endüstriyel Simbiyoz kavramının tanıtılması, ön çalışmaların yapılarak uygulanabilirliğinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu projeye BTC Şirketi’nin yanı sıra Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) da finansal katkı sağlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) da BTC Şirketi’nin yanı sıra projeye finansal katkı sağlamıştır. Gerçekleştirilen proje faaliyetleri sonucunda, Endüstriyel Simbiyoz’un İskenderun Körfezi için önemli bir potansiyel içerdiği ve özellikle bölgedeki sanayi temsilcilerinin ilgi göstererek benimseyecekleri bir alan olduğu tespit edilmiştir. Projenin ilk aşamasında elde edilen çıktılar doğrultusunda, İskenderun Bölgesi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi’nin Uygulama Aşaması’nın Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) yürütücülüğünde başlatılmasına karar verilmiştir.
Endüstriyel Simbiyoz Ülke ve Uygulama Örnekleri:
“Endüstriyel Simbiyoz” (ES) ya da “Eko-Endüstriyel Park” yaklaşımı ilk olarak Kalundborg, Danimarka’da ortaya çıktığı 1970’li yıllardan bu yana giderek daha fazla ilgi çekmekte ve bu alandaki uygulamalar artmaktadır. Çeşitli ülkelerde devam eden ulusal ve bölgesel programlar ve ilgili taraflar arasında oluşturulan iletişim ağları ve yönetim sistemleri önemli gelişmeler olarak görülmektedir. Bu çerçevede en çok vurgulanan ülkeler arasında Danimarka, İngiltere, Kanada yer almakla birlikte Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Çin, Japonya, Avusturya, Norveç, Hollanda, Avustralya, Almanya, İtalya gibi ülkelere de dikkat çekilmektedir. Güney Kore, eko-endüstriyel parklar ağ ve sisteminin oluşturulmasına yönelik 2005 – 2019 yıllarını kapsayan master planı ile önemli bir adım atmıştır.
İngiltere’de 2005 yılında İngiltere hükümetinin (Çevre, Gıda ve Köyişleri Bakanlığı – DEFRA) bir programı olarak başlatılan “Ulusal Endüstriyel Simbiyoz Programı” (NISP) dünyadaki en başarılı örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir. Program DEFRA adına International Synergies Ltd. (ISL) şirketi tarafından “bölgesel” bir yaklaşım ile yürütülmektedir. Programın 5 yıllık faaliyeti sonucunda dikkate değer çevresel ve ekonomik kazanımlar sağlanmıştır. ISL tarafından verilen bilgilere göre, 2005 – 2010 döneminde £780 milyon değerinde tasarruf, £880 milyon ek satış geliri, depolanan atık miktarında 35 milyon ton, CO2 salımında 30 milyon ton ve su tüketiminde 49 milyon ton azalma sağlanırken, 22 bin yeni iş olanağı yaratılmıştır.
Projenin Tarafları:
Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı Şirketi
Hazar petrolünü, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndaki mevcut yoğun tanker trafiğini artırmadan güvenli şekilde Akdeniz’e ulaştıran ve buradan da dünya pazarlarına sunan, BP'nin ana hissedarı ve işleticisi olduğu BTC Boru Hattı’nın toplam uzunluğu 1.768km’dir. BTC Şirketi, doğaya ve insana saygılı bir kuruluş olmanın gereği ve sorumlu kurumsal vatandaşlık ilkeleri doğrultusunda petrolü emniyetli bir şekilde taşımakta, çevresel ve toplumsal etkileri ve olası riskleri uluslararası standartlara göre yönetmektedir. Sağlık, emniyet, çevre kurallarının yanı sıra, 2003 yılından beri BTC güzergâhında “sürdürülebilir toplumsal kalkınmaya” destek sağlamak amacıyla ek yatırım programları uygulamaktadır. Toplumsal Yatırım Programı, Çevresel Yatırım Programı ve Bölgesel Kalkınma Girişimi olarak adlandırılan üç ayrı program kapsamında 2003 yılından bugüne kadar onlarca projeyi hayata geçirmiş olup, bu projelerin sürdürülebilirliği için yatırımlarına devam etmektedir. BTC Şirketi sürdürülebilir kalkınma projelerine 2012 yılı sonuna kadar Türkiye’de toplam 35 milyon ABD doları harcamış bulunmaktadır. İskenderun Bölgesi ve bu bölgede hayata geçirilen Endüstriyel Simbiyoz Projesi BTC Şirketi için her boyutuyla büyük önem taşımaktadır.
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) 1991 yılından bu yana, teknolojik inovasyon (yenileşim) faaliyetlerini destekleyerek özel sektörün rekabet gücünün artırılması misyonu ile çalışmaktadır. TTGV, kar amacı gütmeyen, kamu – özel sektör işbirliği olarak kurulmuş bir Vakıf'tır. Kuruluşundan bu yana kamu kaynaklarının özel sektöre Ar-Ge projelerinin desteklenmesi amacıyla aktarılmasında aracı görevi gören TTGV, program ve proje yürütücülüğünde uzman bir kuruluştur. TTGV, Ar-Ge sonrası Ticarileşme ve Teknolojik Girişimcilik alanlarında da destek programları başlatmış olup, Türkiye’de “Risk Sermayesi”nin gelişmesine yönelik girişim ve yatırımları ile de dikkati çekmektedir. TTGV’nin vizyonunda “çevrenin korunması” konusuna özellikle vurgu yapılmış olup, çevresel faktörlerin sanayicinin rekabet gücü açısından giderek önem kazanmakta olduğu üzerinde özellikle durulmaktadır. Eko-inovasyon (eko-yenileşim) ve eko-verimlilik – temiz üretim kavramları her fırsatta gündeme getirilmekte, çevre teknolojileri ve çevre dostu ürün ve üretim süreçlerinin desteklenmesi TTGV’nin öncelikleri arasında yer almaktadır. Bu çerçevede TTGV, bu alanda çok sayıda program ve proje yürütmüş, faaliyetler gerçekleştirmiştir. 2008 yılında Türkiye'nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında sanayiciye yönelik olarak başlatılan UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı TTGV yürütücülüğünde devam etmektedir. Endüstriyel simbiyoz, TTGV’nin faaliyet alanındaki pek çok konuyla ilgili olup destek verdiği alanlar arasında da yer almaktadır. Bu haber 3829 kere okunmuştur.
|
|