Haberler > Akaryakıt Başlıkları
“Bu ülke hepimizin ülkesi ve gücümüzü aldığımız bu güzel ülkeye sahip çıkmak da hepimizin görevidir” Güncelleme :26.02.2014 Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 45 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verilen “Vehbi Koç Ödülü”ne, bu yıl kültür alanında Prof. Dr. Zeynep Çelik layık görüldü. New Jersey Institute of Technology’nin Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Zeynep Çelik, Osmanlı kent ve kültür mimarisini, Osmanlı’da şehir tarihini inceleyen ilk kadın tarihçiler arasında yer alıyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, ödül töreninde yaptığı konuşmada, Prof. Dr. Zeynep Çelik’in çalışmalarıyla Osmanlı tarihçiliğinde çığır açtığını söyledi.
13. Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi, tüm Koç Ailesi üyelerinin ve konukların katıldığı ödül töreninde açıklandı. Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu, Prof. Dr. Şevket Pamuk’un başkanlığını yaptığı Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından 13. Vehbi Koç Ödülü’ne kültür ve tarih alanına rehberlik eden başarılı çalışmaları ile Prof. Dr. Zeynep Çelik’i layık gördü. Prof. Zeynep Çelik’e ödülü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç tarafından takdim edilirken, Prof. Dr. Zeynep Çelik, Vehbi Koç Ödülü ile birlikte para ödülü olan 100 bin doları da almaya hak kazandı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, 13. Vehbi Koç Anma ve Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’de birçok birey ve kurumun, Vehbi Koç Vakfı gibi topluma değer yaratmak için her gün emek sarf ettiğine dikkat çekerken, “Bu örnek çalışmaların daha fazla tanınmasını ve takdir edilmesini sağlamak da Vakfımızın düsturu haline gelmiştir” dedi. Vehbi Koç Ödülü’nün her yıl Vehbi Koç Vakfı’nın üç temel faaliyet alanı olan eğitim, kültür ve sağlık alanlarından birine verildiğini, bu yıl kültür alanında değerli katkılarından dolayı Prof. Dr. Zeynep Çelik’in ödüle layık görüldüğünü kaydeden Mustafa V. Koç şöyle konuştu: “Sayın Çelik, son otuz yılda Osmanlı kent, kültür ve zihniyet tarihine hayranlık uyandıracak derecede zengin katkılarda bulunmuş, bunu yaparken de Osmanlı tarihçiliğinin sıklıkla mahkûm olduğu içe kapanıklığı kırarak çok daha geniş bir çerçeveye açılmasını sağlamış olan bir tarihçidir” diye konuştu.
Mustafa V. Koç: “Vehbi Koç bugün yaşasa “İşinize sıkı sıkıya sarılın. Doğru bildiğinizden vaz geçmeyin. Sıkıntılar gelir, geçer; Aslolan kuvvetli bir müessese ve bu müesseseyi bir arada tutan değerlerdir” derdi.”
“Bugün topluluğumuzun kurucusu Vehbi Koç’un aramızdan ayrılışının on sekizinci yıl dönümü. O’nu anmak, Türkiye’nin ve Türk insanının gelişimine olağanüstü katkıda bulunmuş kişi ve kurumları onurlandırmak üzere ihdas ettiğimiz Vehbi Koç Ödülü’nün ise on üçüncü yılı” diyen Mustafa V. Koç, ödül töreninde yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler aslında Vehbi Bey’i her gün anıyoruz. Bize emanet ettiği Topluluk her köşesinde O’nun izlerini taşıyor. Vehbi Bey’in bizlere aşıladığı ve damarlarımıza işleyen memleket sevgisi, çok çalışma gayreti, kurumsallaşmaya verdiğimiz önem, üstün iş ahlakı, hep daha iyi olma tutkusu, ülkemize ve insanlığa faydalı olma düsturu yolumuza ışık tutuyor.”
Mustafa V. Koç, konuşmasını hazırlarken hep birlikte içinden geçilen çalkantılı dönemin de etkisiyle Vehbi Koç’u daha çok andıklarını da dile getirirken şöyle devam etti: “’Vehbi Bey hayatta olsa bize ne salık verirdi?’ diye düşündük. Bugün yaşasa ‘İşinize sıkı sıkıya sarılın. Doğru bildiğinizden vaz geçmeyin. Sıkıntılar gelir, geçer; Aslolan kuvvetli bir müessese ve bu müesseseyi bir arada tutan değerlerdir’ derdi diye düşünüyorum.”
Mustafa V. Koç: “Tarafsızlık içinde ülkemiz meseleleriyle her zaman ilgili ve her zaman katılımcı olduk, gelecekte de böyle olmaya aynen devam edeceğiz.”
Türkiye’de pek çok gelişme yaşansa da ne yazık ki bazı olayların ve zaafların adeta kendini tekrar ettiğini gördüğünü de belirten Mustafa V. Koç, şunları söyledi: “Gelişmekte olan bir ülke olarak bu yolculukta gerek demokrasi gerekse de ekonomik açıdan birçok iniş çıkış yaşadık. Kuvvetle muhtemeldir ki gelecekte de bu tür sınavlardan geçeceğiz. Biz tüm bu iniş çıkışların etkilerini en aza indirebilmek için evrensel değerleri ve kurumsallaşma ilkelerini çıpamız olarak kabul ederek çalışmaya ve işimizi en iyi şekilde yapmaya devam ettik. Bunu yaparken de hiç bir zaman günlük siyasi çekişmelerin içine girmedik ve tarafsız kaldık. Ancak tabii ki bu ülke hepimizin ülkesi ve gücümüzü aldığımız bu güzel ülkeye sahip çıkmak da hepimizin görevidir. Bu tarafsızlık içinde ülkemiz meseleleriyle her zaman ilgili ve her zaman katılımcı olduk, gelecekte de böyle olmaya aynen devam edeceğiz. “
Mustafa V. Koç: “Kurucumuzun bize emanet ettiği tüm değerlere sonuna kadar sahip çıkacağız.”
Mustafa V. Koç, 1973 yılında yayınlanan “Hayat Hikayem” kitabında merhum Vehbi Koç’un kendine has, yalın üslubuyla, bir ömre sığması neredeyse imkânsız başarıları, mücadeleleri ve kazanımları, sanki hepsi çok kolaylıkla gerçekleşmiş gibi anlattığına dikkat çekerek, “Ama bilirsiniz ki, her başarısının arkasında aylar, hatta yıllarca süren çalışmalar, tartışmalar, ikna süreçleri vardır. Bugün bizi bir araya getiren ve 45 yıldır ülkemize çok değerli hizmetleri bulunmuş Vehbi Koç Vakfı’nın kurulabilmesi için bile tam yirmi yıl hiç pes etmeden çalışması bunun en güzel örneklerinden birisidir. Kurucumuzu bir kez daha saygıyla ve sevgiyle yâd ediyor; bize emanet ettiği tüm değerlere sonuna kadar sahip çıkacağımızı özellikle vurguluyorum” dedi.
Son 30 yılda Osmanlı, kent ve kültür tarihine hayranlık uyandıracak derecede zengin katkılarda bulunmuş bir Mimarlık Tarihçisi: Prof. Dr. Zeynep Çelik
Yaşamından kesitleri de içeren kısa bir filmin gösterildiği gecede konuşan Prof. Dr. Zeynep Çelik de, 13. Vehbi Ödülü’ne layık görülmekten ötürü onur duyduğunu belirtti. “Mimarlık tarihinin genişlemesi, esnekleştirilmesi, beklenmeyen yönlere çekilmesi, kritik bakışlarla yaklaşılması açısından benim neslimin hatırı sayılır bir yeri var” diyen Prof. Dr. Zeynep Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben de bu akımın bir parçası olmaktan hatırı sayılır bir onur duyuyorum. Çalışmalarımın getirdiği özel bir katkı, kültürlerarası ilişkilerin altını çizmek olmuştur. Geç devir Osmanlı imparatorluğunun hep Batı’ya mâl edilen modernitenin önemli bir parçası olduğunu ortaya koyduğumu sanıyorum. Bu artık gayet kabul edilen bir fenomen.”
1975 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Zeynep Çelik, Rice Üniversitesi’nden yüksek lisans, California Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. 1991 yılında New Jersey Institute of Technology Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde eğitim vermeye başlayan Prof. Dr. Çelik, bugün de aynı üniversitede öğrenciler yetiştirmeye, ortaya koyduğu eserlerle araştırdıklarını paylaşmaya devam ediyor.
İlk çalışması 1986 yılında yayınlanan Zeynep Çelik, “İstanbul’u Yeniden Yapmak: 19. Yüzyılda Bir Osmanlı Kentinin Portresi” isimli kitabı ile Türk Araştırmaları Enstitüsü Kitap Ödülü’nü kazandı. Bu kitap Osmanlı Dönemi şehir tarihçiliğinin ilk ciddi ve sistematik eseri niteliğini taşımaktadır. Sayısız çalışmanın sahibi olan, Prof. Dr. Zeynep Çelik, Osmanlı kent, kültür ve zihniyet tarihi alanlarında yaptığı öncü ve özgün çalışmalarından dolayı 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi fahri doktora unvanına layık görüldü. Bu haber 3773 kere okunmuştur.
|
|