Haberler > Akaryakıt Başlıkları
Petrol Fiyatları Düşüyor, Arama-Üretim Sektörü, bürokrat ve siyasiler bu aşamada ne yapmalı? Güncelleme :06.01.2015 Türkiye Petrol Jeologları Derneği
Yönetim Kurulu
Ülkemiz petrol zengini olmamakla birlikte bu kaynaklarca potansiyel taşıdığı bilinen bir konumda yer almaktadır. Bunun yanında, Dünya rezervlerinin büyük bölümüne sahip ülkelerle komşuluk ilişkisi içerisindedir. 2014 yılı son çeyreğinde nedeni farklı kaynaklarca farklı şekillerde açıklanan sebeplerden dolayı petrol fiyatlarındaki düşüş petrol sektörüne damgasını vurmuştur. Üzülerek belirtmek isteriz ki, bu yalancı baharın esintisine malesef ülkemiz petrol arama üretim sektörünün de kapıldığını izlemekteyiz. Ülkemiz gibi petrolde yerli üretimde % 93, doğalgazda % 98 oranında dışa bağımlı ülkelerin akıllı stratejilerle bu dönemde elde edeceği tasarrufu bu bağımlılığını azaltıcı ulusal ve uluslararası yatırımlara çevirmesi gerekirken sektörün küçülme eğilimine girdiğini müşahade etmekten büyük üzüntü duyuyoruz.
Petrol Aramacılığı yüksek bilgi, tecrübe ve teknoloji isteyen, bunun yanında yüksek risk içeren bu özellikleri ile diğer ekonomik faaliyetlerden çok farklılık gösteren bir ticaret türüdür. Bunun yanında, ülkeler için bu tür birikime sahip şirketlerin varlığı da stratejik öneme sahiptir. Ülkemiz malesef bugüne kadar bu tür şirketleri oluşturmada yetersiz kaldı. Bu nedenledir ki, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması sürecinde ortaya çıkan fırsatları değerlendirmede sadece milli petrol şirketimizle varlık gösterebildik. Bu dönemde ülkemizin kazanımının ne kadar büyük olduğunu bugün Azerbaycan projelerinden ülkemize gelen petrol ve gazın yerli üretime eşdeğer miktarda olması ile idrak edebiliyoruz. Ancak, o dönemde yapılan en önemli hata, düşük petrol fiyatları yanında zengin petrol havzalarına sahip bu bölgeye operatörlük olmaksızın yatırımlar aktarılırken yerli istihdam, yatırımın iyice daraltılması ile sektörün tümüyle yok olma noktasına kadar getirilmesi olmuştur. Çok değil kısa bir süre içerisinde yakın güneydoğumuzda gelişen siyasi gelişmelerle yeni fırsatlar ortaya çıkmış, ülkemiz bahsettiğimiz ölçüde güçlü şirketlere sahip olmaması ve mevcut yetkinliklerini kaybetmiş olması nedeniyle bu fırsatlardan da yeterince fayda sağlayamamıştır.
Benzer senaryoların farklı şekillerde günümüzde de devam ettiğini gözlemlemekteyiz. Ülkemiz petrol arama- üretim sektörü 2015 yılında yeni bir sınavdan geçmektedir. Ülkemizin petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığı aynı seviyelerde devam ederken, bölgemizdeki gelişmeler ışığında yeni fırsatların her an ortaya çıkması olasıdır.
Bu nedenlerden dolayı, ülkemiz petrol fiyatlarından bağımsız olarak yerli arama ve üretim faaliyetlerine aynı ivme ile devam etmeli ve bu alandaki bilgi birikimi ve tecrübesini sürdürülebilir esasta devam ettirmelidir. Özellikle kamu eli ile yürütülen (ülkemiz gibi zorlu ve büyük riskler barındıran jeolojiye sahip coğrafyamızda mutlaka kamu desteğine ihtiyaç duyulacaktır) yatırım ve faaliyetlerin devam etmesi, sektörün varlık sebeplerindendir. Aksi halde, diğer küçük ve orta ölçekli şirketlerde ülkemizi kısa sürede terk edecektir. Milli petrol şirketimizin yapılan yatırımların karşılığında özellikle son 10 yıldır arama yatırımlarına ağırlık vermesine rağmen yerli üretimin hiç olmazsa düşme yerine aynı seviyelerde seyri dahi büyük başarıdır. Tüm sektörde çalışanlar bilir ki, ülkemiz gibi eski sahalara sahip ülkelerde her sahanın yıllık üretim düşüşü % 10 lar mertebesindedir. Bu durum dahi, ülkemizde son 10 yılda yapılan yatırımların boşa yapılmadığının bir göstergesidir. Ancak bazı kesimlerce, bu karlılığının sebebinin sadece petrol fiyatlarındaki dalgalanma ve kur farklılıklarına dayandırılma çabalarının da doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulamak isteriz. Yapılması gereken petrol arama üretim faaliyetlerine aynı ivme ile devam ederken, uluslararası örneklerinde olduğu gibi milli petrol şirketimizin dikey olarak yapılandırmak ve yüksek karlılık arz eden rafinaj, dağıtım ve pazarlama sektöründe de etkinliğini artırmak yerinde olacaktır. Ayrıca, düşen petrol fiyatları nedeniyle uluslararası piyasalarda yüksek rezervlere sahip şirketlerin satın alınması da bir diğer yol olacaktır.
Ülkemiz petrol arama üretim sektöründe bir diğer sorun ise, yasal düzenlemeler esnasında sürekli gündeme getirdiğimiz ve devlet hissesi+ vergi sisteminin petrol fiyatlarına karşı duyarlı olmaması nedeniyle devlet ile yatırımcı arasındaki paylaşımı adil düzenlemediğini vurgulamamıza rağmen önerdiğimiz R Faktörü (Giderlerin gelirlere oranı ile bulunacak kat sayı) ile devlet hissesinin alınması yöntemi kabul görmemişti. Bugün gelinen noktada petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş malesef bu konudaki haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Bu fiyat düşüşü ile arama ve üretim şirketleri arama yatırımlarını minimum düzeye indirmek zorunda kalacak, yeni yatırımcılar ise düşük karlılık dolayısı ile ülkemize gelmeyeceklerdir.
Sonuç olarak, ülkemiz petrol arama üretim sektörü 2015 yılında çok sancılı birsüreci yaşayacaktır. Bu aşamada, düzenleyici kuruluşların, siyasilerin elbirliği ile atacakları doğru adımlar sektörün bu sıkıntılı süreci başarı ile atlatmasına yardımcı olacaktır. Ülkemiz ise, bu sayede stratejik bir alanda varolan gücünü yitirmeden kazançlı olarak çıkabilecektir. Bu haber 3254 kere okunmuştur.
|
|