Haber Ekonomi


Haberler > LPG Başlıkları

Doğal gaz ihtiyacının yüzde 8'ini doğal atıklardan karşılayabiliriz

Güncelleme :11.07.2025

 Türkiye'nin yıllık doğal gaz ihtiyacının yüzde 8'inin doğal atıklardan elde edilen biyogaz ve biyometan ile karşılanabileceği hesaplanıyor.

Katı atık, hayvansal atık ve tarımsal atıklardan elde edilen biyogaz, tesislerde yakılarak elektrik ve ısı enerjisine dönüştürülüyor.

Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Öner, biyogazın saflaştırılmasıyla elde edilen biyometan gazının doğal gaz ile birebir uyumlu bir alternatif olduğunu belirterek, "Bu kaynakların devreye alınması, enerji güvenliğini artırabilir, döviz çıkışını azaltabilir ve kriz anlarında sistemi rahatlatacak yeni bir kaynak yaratabilir." dedi.

Türkiye genelinde toplam 269 biyogaz ve biyokütle tesisi bulunduğunu ifade eden Öner, "2024'te evsel katı atıklardan yaklaşık 3,17 milyar kilovatsaat, faaliyette olan biyogaz ve biyokütle tesislerinden toplam 8,6 milyar kilovatsaat elektrik üretildi. Bu veriler evsel atıklardan elde edilen enerjinin biyokütle kaynaklı toplam elektrik üretimi içinde önemli ve kayda değer bir paya sahip olduğunu açıkça gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Öner, söz konusu üretimle aynı dönemde yaklaşık 5 milyar ton karbon salımının engellendiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin yılda ortalama 7 milyar metreküp biyometan gazı üretme potansiyeli bulunuyor. Bu miktar, ülkenin doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 8'ini karşılayabilir." diye konuştu.

Öner, biyogaz ve biyometan üretiminin artırılmasının Türkiye'nin cari açığının azaltılmasına, doğal gaz ithalatının düşürülmesine ve tarım ve hayvancılık gibi sektörlerin enerji üreticisi olmasına katkı sağlayacağına işaret ederek, Türkiye'nin yalnızca biyometan üretimiyle yılda 120 ila 140 milyar liralık yerli kaynak oluşturulabileceğini ifade etti.

Sektör düzenlemeye ihtiyaç duyuyor

Türkiye'deki biyokütle tesisleriyle 1 milyon 277 bin hanenin ihtiyacını karşılayabilecek elektrik üretildiğinin altını çizen Öner, şöyle devam etti:

"Fakat tesislerin işletme maliyetleri son 5 yılda 6 kat arttı. Elektrik fiyatlarının düşmesi, destek mekanizmalarının sona ermesi sürdürülebilirlik krizini tetikledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının biyometan ile ilgili yasal altyapıyı ivedilikle oluşturması şart. Bugün için hala biyometan üretimi, iletimi, şebekeye enjeksiyonu ve sertifikasyonu konularında net bir düzenleme bulunmuyor. Eğer bu adımlar gecikirse, yatırımlar ötelenir, sanayimiz Yeşil Mutabakat'a uyumda zorlanır ve Türkiye biyometan trenini kaçırabilir."

Öner, karbonsuzlaşma hedefleriyle uyumlu bir sanayi ve enerji politikası için bakanlığın biyometan ve e-yakıtlar gibi yeni nesil yakıtlarla ilgili düzenlemeleri hazırlaması gerektiğini kaydetti.

Biyometan ve karbondioksitin sentezi yoluyla ise karbon nötr özellikli yeşil metanol üretildiğinin bilgisini paylaşan Öner, şunları kaydetti:

"Yeşil metanol özellikle denizcilik, sanayi ve petrokimya gibi sektörler için büyük önem taşıyor. Türkiye limanlarını yeşil metanole göre uyarlarsa ihracat üssü haline gelebilir. Türkiye, biyogazdan yılda 4–5 milyon ton yeşil metanol üretebilecek kapasiteye sahip. Bu hacim ülkenin yıllık metanol ihtiyacını yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya yettiği gibi, karbon emisyonunu sıfırlamak isteyen Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ihracat fırsatını da beraberinde getiriyor. Avrupa ülkeleri ve Çin liman altyapılarını buna göre dönüştürdü."

Öner, AB'nin, karbon nötr yakıtları öncelikli hale getirirken yeşil dönüşümü de hızla hayata geçirdiğine dikkati çekerek, "Biyometan ve yeşil metanol gibi ürünler, geleceğin temel enerji girdileri arasında yer alıyor. Türkiye, bu sürece zamanında uyum sağlayamazsa, AB ile ticaret yapan, özellikle çimento, gübre, demir-çelik ve kimya sanayi gibi birçok sektör sınırda karbon vergileriyle karşı karşıya kalabilir. Bu da hem ihracat gelirlerinde azalmaya hem de rekabet gücünde zayıflamaya neden olabilir." ifadelerini kullandı.

Enerji ve iklim politikaları hızla değişirken söz konusu kaynakların Türkiye için stratejik önem taşıdığını ifade eden Öner, "Bugünden yapılacak düzenlemeler ve yatırımlar, yalnızca bir enerji meselesi değil, aynı zamanda çevresel sorumluluk, sanayi rekabeti ve ekonomik bağımsızlık açısından da büyük kazanımlar sağlayabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu haber 2188 kere okunmuştur.
En Son Eklenen Başlıklar
UND Başkanı Şerafettin Aras: “Lojistik Dünyasını Atlas Lojistik Ödülleri’ne Katılmaya Davet Ediyorum” ... 15.10.2025
Küresel elektrikli araç satışlarında eylülde 2 milyon eşiği aşılarak rekor kırıldı... 15.10.2025
FIAT Küresel Ürün Gamının İlk Modeli “Grande Panda” Türkiye’de... 15.10.2025
Enerji ve Sanayi sektörleri III. Yeşil Enerji Zirvesi’nde buluştu... 15.10.2025
Enerjisa Üretim Agrivoltaik Tarım Uygulamaları ile 5 Ton Hasat Yaptı... 15.10.2025
Rosatom, Çin ile Kuzey Denizi Rotası Üzerindeki İşbirliğini Geliştiriyor... 15.10.2025
Castrol Ford Team Türkiye, Ali Türkkan ile WRC’de Şampiyonluk Yarışına Çıkıyor... 15.10.2025
ABB, ETUK 2025’te Enerjinin Geleceğini Şekillendiren Çözümleriyle Yerini Alacak ... 15.10.2025
2026’da 350 Adet Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Açacak... 15.10.2025
“Aklın yolu” elektrikli araçları EN YAKIT’a çıkarıyor... 15.10.2025
CHARGE Europe 2025, SOCAR Türkiye Ev Sahipliğinde İstanbul’da Gerçekleşti... 15.10.2025
MAN Lion’s Coach E, “2026 Yılının Sürdürülebilir Otobüsü” seçildi... 15.10.2025
EPDK, enerji piyasalarında şeffaflığa ilişkin yönetmelik taslağını görüşe açtı... 15.10.2025
Raylı sistemlerin enerji geleceği ASPİLSAN'da konuşuldu... 15.10.2025
Chery Marka Kullanıcı Zirvesi, Marka Gecesi ve Küresel Kullanıcı Hikayeleriyle Güçleniyor! ... 15.10.2025

 

 

 

 
 
 
 

Copyright © 2015 - Tüm hakları saklıdır. EKONOMİ YAYINCILIK PAZR.SN.VE TİC.LTD.ŞTİ.