2021 Yılı Çevre Cezalarıyla Başladı

1983 yılında resmi gazetede yayımlanan Çevre Kanunundan itibaren kimyasalları ve atıkları toprağa, suya kısacası alıcı ortama vermek yasak. Neredeyse yarım asırlık bir zaman boyunca; 38 yılda kanun gerekliliklerini anlayamamış, sindirememiş insanlar olduğunu görmek oldukça üzücü. 

Ankara’da açık araziye 400 litre kimyasal atığı IBC tanklarla doğrudan toprak zemin üzerine bırakan kişiler, bölge jandarması tarafından suçüstü yakalandı. İlgili kişilere “çevreyi kasten kirletmek” suçundan 804 bin 770 TL idari para cezası uygulandı.

Ankara İl Jandarma Komutanlığından yapılan açıklamaya göre, jandarma ekipleri, Yenimahalle ilçesi Susuz Mahallesi'ndeki açık araziye 2 çekme belgeli araçla gelen şüpheliler S.K. ve I.K.'nin, bölgeye 8 IBC tankında 400 litre kimyasal atık bıraktıklarının bilgisine ulaştılar. Aynı zamanda zanlıların 8 IBC tankındaki atık kimyasalı açık araziye boşaltmaya çalıştıkları da iddialar arasında.

Durum jandarma tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bildirildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerince 2 kişiye toplam 804 bin 770 TL idari para cezası verildi. Aynı zamanda S.K. ve I.K.'ye sürücü belgesiz araç kullanmak, çekme belgeli aracı trafikte kullanmak ve araç muayenesini yaptırmamak suçlarından da 10 bin 85 TL idari para cezası verildi.

1983 yılında resmi gazetede yayımlanan Çevre Kanunundan itibaren kimyasalları ve atıkları toprağa, suya kısacası alıcı ortama vermek yasak. Neredeyse yarım asırlık bir zaman boyunca; 38 yılda kanun gerekliliklerini anlayamamış, sindirememiş insanlar olduğunu görmek oldukça üzücü. 

Çevresel kazalar, akaryakıtın sızması, kimyasalların dökülmesi, atık sızıntı sularının arazileri kirletmesi, bacalardan kaçak emisyonların salınmasının doğaya verdiği zararlar belki bugün bizlerin yaşamını etkileyecek kadar gözümüze çarpmayabilir.

Dünya’nın herhangi bir yerinde toprağa ya da suya karışmış bir kirletici yolunu bulacak ve bizlerin sofralarına, içtiğimiz suya hatta soluduğumuz havaya nüfuz edecektir.

Kirleticinin yolculuğundan bahsetmek istiyorum sizlere ki ne ile karşı karşıya kaldığımızı daha net ifade edebileyim. Kirletici özellikle sıvı bir kirleticiyse toprak veya beton zemine bırakılması fark etmez, gözenekli zeminde hem dikey hem de yatay yönde ilerler, ilerlerken eğer gaz faza kolaylıkla geçebiliyorsa uçucu organikleri (gaz haldeki kirleticileri) geçtiği hat doğrultusunda bırakır. Daha sonra en yakın yeraltı suyu akiferine varır ve suya karışarak daha hızlı ilerler. En yakın yüzey suyu kaynağına (göl, nehir, vb.) ulaşır. Bu ihtimalde içtiğimiz suların kalitesini etkiler, o gölü yüzme amaçlı kullanan insanların hayatlarını etkiler, fark etmeden zehirlenebiliriz.

Bir başka ihtimalde şöyledir; bu kirletici kaynağı bir tarım arazinin yakınındaki sulama kanalına ulaşır ya da sulama için kullanılan yeraltı suyu kuyusundan sulama yoluyla ekilen ekinlere nüfuz eder. Yediğimiz yiyecekler kirlenmiş sularla sulanmış olur. 

En kötüsüyse gaz halinde toprakta bulunmasıdır. Çocuklarınızın oynadığı, üzerinde düşüp kalktığı hatta bazen yuttuğu topraklarda gaz halinde kirletici olma olasılığını bir düşünün derim.

Aslında yalnızca doğayı değil insan neslini katlediyor olabilirsiniz. 

Çevre Mevzuatı'ndaki değişikleri www.toracevre.com adresinden takip edebilirsiniz.

Ezgi Bahar Çilesiz

TORA Çevre Mühendisi